Makaleler
Hormonlarınız kariyerinizi nasıl etkiler?
- Temmuz 4, 2021
- Yayınlayan: kigem
- Kategori: BLOG
Antalya’nın en başarılı çene cerrahlarından Esma Boysan Öztürk, hangi hormonun ne işe yaradığını, başarımızı nasıl etkilediğini yazdı. Ne hissettiğiniz ve ne yaptığınız, ne düşündüğünüz kadar bedeninizin moleküler hareketlerine de bağlıdır. Bedeninizin başarı mesajlarını anlamak için, yararlı bir makale okumaya ne dersiniz?
Üç yıl önce okuduğum bir kitap beyni yöneten kimyasallara bakış açımı kökten değiştirmişti. Bunu sağlayan Loretta Graziano Breuning’in ‘’Mutlu Beyin’’ kitabıdır. Beş hormon anlatır; Dopamin, Oksitosin, Seratonin, Endorfin ve Kortizol. Bu hormonlar başarılarımızı derinden etkileyen bir etkiye sahiptir.
Atalarımız geçmişte zor yaşam şartlarında hayatta kalmayı başardı ki bizler buradayız. Dopaminle yemek buldular, endorfinle acılarının üstesinden geldiler, seratoninle rekabet edip sosyal üstünlük kazandılar, kortizolle yeni planlar yaptılar ve oksitosinle birbirlerine sarılıp hayatta kaldılar.
Miras kalan beynimizdeki korteks yapısı zaman ilerledikçe büyüdü daha da büyüdü, limbik sistemden salgılanan bu hormonların her dediğini de yapmaz hale geldi.
Beynin birbiriyle çekişen bu yapıları konuştuklarında; korteks: bir dakika düşüneyim der, limbik sistem: hadi harekete geç! der ve içimizdeki bu süreçler davranışlarımız olarak sonuçlanır.
Tarihte kendisini bulana Nobel ödülü kazandıran, ilk kimyasal molekülümüz başarı sever Dopamin.
Maraton koşucusu bitiş çizgisini gördüğünde, futbolcu gol attığında beyin dopaminle dopdoludur. Beyin bedene ‘’Başardım’’ der. Bu o kadar iyi bir histir ki bu hissi yeniden tetiklemek için başka yollar arar. İdari işlevler, hareketin düzenlemesi, odaklanma, motivasyon, uyarılma, teşvik, öğrenme, bilişsel ve duygusal esnekliği değiştirmek, üretken kapasiteleri yönetmek ve ödül mekanizması dopaminin görevlerinden sadece bazılarıdır.
Dopamini daha iyi tanımak için dopaminerjik nöron tanımına bir bakalım. Dopamin beyindeki dopaminerjik sinir hücrelerinde yerel olarak üretilir. İnsan beyninde aşağı yukarı Toplamda 86 milyar nöron vardır ve 400,000 kadarı yani çok çok azı dopaminerjik nörondur . Beyinde dopamini sadece bu nöronlar üretebilir. Peki ya üretemezse ne olur? Parkinson hastalığı…
Bu molekülü sürekli yüksek seviyelerde tutmak da mümkün değildir.
Yapılan bir deneyde maymunlara ödül olarak ıspanak verilen bir düzenek kurulmuş, sonra ıspanak yerine hiç beklemedikleri meyve suyu verilmiş müthiş bir dopamine salgılanması gözlenmiş, sonra meyve suyuna devam ettikçe dopmanin seviyeleri düşmeye başlamış en son tekrar ıspanak verilmiş ve maymunlar çok sinirlenip ıspanakları fırlatıp atmışlar.
Konuyu başarıya entegre edelim o zaman. Harvard üniversitesinde okumuş bir kişi kişisel deneyiminde fark ettiği bir durumu anlatıyor. Harvard’a ilk girdiğinde çok çok iyi hissediyormuş arkadaşları da öyleymiş ama okula başladıktan ilk 2 hafta sonra fark etmiş ki bu duygu durumu tamamen değişmiş, yavaş yavaş şikayetlere mutsuzluğa dönüşmeye başlamış. Unutmayalım ki ödül mekanizması sürekli bir döngü ister çok büyük başarılar olsa bile.
Yeni hedefler koymak, seyahat etmek, müzik dinlemek, araştırma yapmak, sağlıklı beslenmek, iyi bir uyku düzeni, egzersiz ,az stresli yaşam dopamin seviyemizi doğal olarak yükseltebilir.
İkinci hormonumuz Rocky Balboa’nın ‘’acı yok! acı yok!…’’ dedirten hormonu endorfin:
Acıyı yok saymamızı sağlar, fiziksel acıyı görmezden gelir. Öfori yani coşku endorfin hissinin genel tanımıdır. Fiziksel acı onu tetikler. Spor sonrası mutluluk çok bilinen bir endorfin deneyimidir ancak sınırlarımızı zorladığımızda açığa çıkar. Acı duymaya başladığında asıl antrenmanı başlayan sporcular bu hissi çok iyi bilirler. Çok güldükten ve çok ağladıktan sonra size kendinizi iyi hissettiren yine endorfindir.
Seratonin ile tanışalım şimdi de. Seratonin önemli olma hissidir. Sosyal statüyle ilişkilidir. Müdür olayım, Genel Müdür olayım, sonra CEO olayım dedirtir size. İlkel beyin: nihayet yeterince önemliyim, artık rahatlayabilirim diye düşünmez. Hayal ettiğiniz bir işe sahip mi oldunuz, sonraki işe odaklanmanızı sağlayan seratonindir.
Dördüncü hormonumuz oksitosin; Oksitosin bağlanma molekülünüzdür. Sosyal ilişkiler inşa eder. Kişiler arası bağlamanın yanı sıra, oksitosin stres seviyelerinizi azaltır. Güvenliği ve memnuniyeti arttırır. Google, Facebook, Apple gibi şirketlerin çalışanlarına sunduğu ortamlar oksitosin tetikleyicidir. O yüzden başarılı şirketler insan mühendisliğinde de çok başarılıdır. Hormonlarınızın dilinden çok iyi anlarlar.
Son hormonumuz kortizol; Beynin alarm sistemidir. İnsanda ‘’acı ‘’denen hissi uyandırır ve sizi harekete geçirir, birşeyler yapmanız gerektiğini size anlatır. Kortizol seviyesi arttıkça stres de artar. Beynimiz her hayal kırıklığını tehdit olarak algılar ve bunun karşılığında sizi zamanında uyararak ilerideki başarısızlıklarınızı engeller. Ve derki: Sıkma canını başka planlar yap!
Bizlere şahane ama garip duygular yaşatan, hep daha fazlasını isteten bu hormonlarımız bu şekilde çalışırlar. Sonuç olarak; hayatta kalmayı başaran bir sistem istediği her şeyi başarabilir. Hormonlarımızın kullanım kılavuzunu ve hormonlarımızı başarımız için kullanmayı öğrenmeye, anlamaya devam edelim, sorular soralım kendimize. Çünkü bu anlama mücadelesi bize yaşamın bir hediyesidir.
Yazan: Esma Boysan Öztürk
Referanslar:
Loretta Graziano Breuning, Mutlu Beyin, (2017), İstanbul, Aganta Yayıncılık, Birinci Basım.
https://m-economictimes-com.cdn.ampproject.org/c/s/m.economictimes.com/wealth/earn/boostthese-hormones-to-succeed-as-a-leader-at-work/amp_articleshow/66988190.cms
https://www.braincenter.com.tr/dopamin-nedir/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21303898
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12126656
http://sitn.hms.harvard.edu/flash/2018/dopamine-smartphones-battle-time/
https://www.psychologytoday.com/intl/basics/dopamine