Makaleler
NTV’ye üniversite sınavı hakkında konuşan Mümin Sekman ne dedi?
- Ocak 30, 2013
- Yayınlayan: kigem
- Kategori: BLOG

NTV’YE ÜNİVERSİTE SINAVI HAKKINDA KONUŞAN MÜMİN SEKMAN NE DEDİ?
NTV’de Doğru Tercih programına konuk olan Mümin Sekman, üniversite sınavının “anlamı” ve kaybetme korkusuyla baş etme konusundaki görüşlerini açıkladı.
Açılamaların özeti:
Başarılı olmak “baskı altında sakin kalmayı” ve zor zamanlarda kendisi üzerindeki kontrolü kaybetmemeyi gerektirir. Üniversite sınavı aslında beynin hatırlama sınavı değil, karakterin dayanıklılık sınavıdır.
Candan Erçetin bir şarkısında “kazanmak neye yarar, kaybeden olduğunda” diyor. Siz böyle şeylere aldırmayın. Kaybeden yoksa, kazanan da yoktur! Çünkü başarı, çok sayıda insanın istediği bir şeyi az sayıda insanın elde etmesidir.
Üniversite sınavına girenler her yüz kişiden 11’i kazanacak, gerisi kaybedecek. Yani on kişiden biri kazanacak, dokuzu kaybedecek! Bu aslında “hayat okulu”nda da böyle; başarılı, mutlu ve yaşadığı hayattan memnun olan yetişkinlerin oranı %10’u geçmez.
Sadık Gültekin’in deyimiyle “üniversite sınavına hazırlananlar değil, hayata hazırlananlar kazanacak!” Üniversite sınavını kazandığı halde hayat yarışını kaybeden olduğu gibi, üniversite sınavını kaybettiği halde hayat yarışını kazanan insanlar var. Örneğin Vestelin patronu Ahmet Nazif Zorlu ilk okul mezunu. Bülent Ecevit de, Zülfü Livaneli de üniversite mezunu değil.
Türk insanının anlamak istemediği bir gerçek var: Hayatta önemli olan “ne olduğun” değil “ne yaptığın”dır. Yapmak değil olmak merkezli düşünüyoruz. Bir çok kişi zannediyor ki, doktor olursa, milletvekili olursa, işadamı olursa yada ne bileyim zengin ve ünlü olursa “başka bir şey yapmadan” hayatının sonuna kadar yaşayacak. Yok böyle bir şey! Yükseldikçe rekabet daha da sertleşiyor oysa. Üstelik hayat okulundaki yarışlar kesinlikle üniversite sınavı kadar adil ve eşitlikçi değil!
Bu ülkede yaşayan farklı sosyal “sınıflara” ait insanları eşitleyen üç şey vardır: Ölüm, trafik tıkanıklığı ve üniversite sınavı! Üçüncü ligden ikinci lige üniversite sınavını kazanmak yoluyla gelebilirsiniz. Peki ikinci ligden birinci lige nasıl çıkacaksınız? Girebileceğiniz bir sınav bile olmayacak. İşte bu noktada üniversite sınavını “çook” arayacaksınız!
Üniversite sınavını ilk defada kazanmak, ilk girişte sıkı çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Birinci sene üç saat, ikinci sene dört saat çalışacağına, ilk sene beş saat çalış ve kazan. Sınava hazırlık acı veren bir süreçtir ve bu acıyı fazla uzatmamanın tek yolu sınavı ilk girişte kazanmaktır.
Arkadaşlarınızı ikiye ayırın: kaygı savarlar ve kaygı yayarlar. Sürekli çevresine kaygı yayan insanlardan uzak durun. Çünkü kaygı bulaşıcıdır!
Neyi düşünürseniz, onu zihninizde çoğaltırsınız. Korkunuza ve kaygınıza odaklanmak, onu daha da büyütecektir. Farklı konularla meşgul olarak odağınızı değiştirebilirsiniz.
İçinizde duygusal bir ses tonuyla yediden fazla tekrarladığınız bir düşünceye beyin gerçekmiş gibi tepki verir. İçinizden sürekli ” ben bu sınavı kaybedeceğim” diye tekrarladığınızda, beyin belirli bir tekrardan sonra “sınavı gerçekten kaybetmişsiniz gibi” üzülmenizi sağlayacak kimyasalları harekete geçirir. Bu “peşin üzüntü”yü neden yaşıyorsunuz ki? Önce kaybedip sonra üzülün!
Kaygı yetersiz hazırlıktan doğar. Başarısızlığa ihtimal vermeyecek kadar planlı ve yoğun çalışanlar, kendilerine güvenmek için yeterli dayanaklara sahip olacaktır.
Orta düzeyde kaygılanan öğrencilerin sırf bu nedenle sınavı kaybedeceklerini düşünmüyorum. Çünkü diğer adaylar da kaygılanıyor!
Ben üniversite sınavına girerken şöyle bir mantık yürüttüğüm için pek kaygı yaşamadım: “bu sınavı kazanıp kazanamayacağımı şu anda bilmiyorum. Sınav sonuç kağıdı elime ulaşıncaya kadar da bilmem imkansız. Dolayısıyla ‘kazanacağım’ yada ‘kazanamayacağım’ diye inanmanın hangisinin daha ‘doğru’ olduğunu bilmiyorum. Ama hangisinin bana daha fazla ‘yararının’ olacağını biliyorum. Eğer ‘kazanabilirim’ diye düşünürsem, yine de kaybedebilirim ama en azından kazanma ihtimalim var. Eğer kaybedeceğim diye düşünürsem, kazanma ihtimalim hiç yok, çünkü kaygım yükseliyor. O halde doğru olduğundan tam emin olmasam da, kazanabilirim diye düşünmeliyim.”