Makaleler
Son yılların en ezberbozan kitaplarından biri Factfulness. İyimser bir dünya görüşünü, verilere dayalı olarak savunuyor.
Factfulness, dünya hakkındaki bilgilerimizi farklı bakış açılarıyla test ediyor. Pratik düşünme araçlarıyla hayata bakış açımızı değiştirip, dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Bütün detayları öğrenmek zorunda kalmadan, büyük resme farklı bir açıdan bakmamızı sağlıyor.
Hans Rosling, dramatik dünya görüşünden ziyade, olguya dayalı iyimser bir dünya görüşünün daha iyi olduğunu savunuyor. Olguya dayalı dünya görüşünün temeli de bilimsel veriler ve doğru bilgi üzerine kurulu.
Bilimsel veriler, hayat yolundaki navigasyon araçlarımız gibidir. Hayatın karmaşıklığı içinde doğru ve kısa yolları bulmamızı sağlarlar.
Davranışlarımızın ve düşünce yapımızın yönlendirilmesinde içgüdülerimiz çok büyük bir rol oynar. Karar alırken sık sık içgüdülerimiz bizi yönlendirir. Beynimiz bir nevi içgüdülerimiz tarafından kuşatılmış gibidir. Yazar, daha iyi karar almak ve içgüdülerimizi doğru kontrol etmek için akılcı çözümler sunuyor.
Dünyanın dehşet bir yere dönüştüğünü, çok yakında yok olacağını düşünüyorsanız, bu konuda çok acele etmeyin. Muhtemelen haksız çıkacaksınız. Çünkü yanlı ve yanlış verilere fazla odaklanmış olabilirsiniz.
İşte bu kitapta, bu tür algısal yanılgılardan kendimizi nasıl koruyacağımızı anlatıyor. Gerçekçi iyimserliğin başucu kitabından, altı çizilesi bazı cümleleri aşağıda sunuyoruz:
● “Olumsuz bir haber aldığınızda kötü olayların bize ulaşmasının çok daha olası olduğunu hatırlayın… İşler yolunda giderken genellikle iyi şeylerden haberimiz olmaz. Bu da dünya hakkında ufak bir kötü haber aldığımızda, sistematik bir şekilde aşırı olumsuz izlenim bırakır ve büyük strese neden olur.”
● “Kötü haber gördüğünüzde eşit derecede olumlu bir haberin size ulaşıp ulaşmayacağını sorgulayın… Pembe gözlükle bakılan geçmişe karşı temkinli yaklaşın. İnsanlar eski tecrübelerini sık sık gözlerinde büyütürler, tıpkı ulusların tarihlerini yücelttiği gibi.”
● “Ortalamaların karşılaştırıldığı verilere karşı dikkatli olun. Dağılımları kontrol edebilirseniz, büyük olasılıkla ortada bir uçurumun olmadığını görürsünüz… Ülkeler olsun, insanlar olsun, bütün gruplarda kimileri en üstte, kimileri en altta olacaktır. Fark bazen aşırı adaletsiz olabilir. Ancak o zaman bile çoğunluk genellikle arada bir yerde, uçurumun olması gereken yerdedir.”
● “Büyük sayılar her zaman büyük görünür. Sayılar tek başlarına yanlışa yönlendirici olabilirler; bu nedenle şüphe uyandırmalıdırlar. Daima karşılaştırmanın peşine düşün. İdeal olarak, sayıyı bir şeye bölün.”
● “80/20 kuralını hatırlayın. Elinize uzun bir liste mi verildi? Az sayıdaki en büyük maddeleri bulup önce onları ele alın. Diğerlerinin bir araya toplanmış halinden daha önemli olmaları kuvvetle muhtemeldir.”
● “Değerler ve oranlar çok farklı hikayeler anlatabilirler. Oranlar özellikle farklı boyutlardaki grupları karşılaştırırken daha anlamlıdır. Özellikle ülkeler ve bölgeler arasında karşılaştırma yaparken kişi başına düşen oranları göz önünde bulundurun.”
● “Genelleme içgüdüsünü kontrol edebilmek için kategorilerinizi sorgulayın… Özellikle gruplar büyük olduğunda, onları daha küçük kategorilere ayırmanın yollarını arayın.”
● “Farklı gruplar arasındaki benzerlikleri bulursanız kategorilerinizin amacına uygun olup olmadığını değerlendirebilirsiniz… Çoğunluğa temkinli yaklaşın. Çoğunluğun %51’i mi, %99’u mu yoksa arada bir şeyi mi temsil ettiğini sorgulayın. Bir şey tuhaf göründüğü zaman, meraklı ve mütevazı olun ve bu, ‘Hangi açıdan akıllı bir çözüm?’ diye düşünün.”
● “Pek çok şeyin (insanlar, ülkeler, dinler ve kültürler dahil) değişim çok yavaş gerçekleştiği için sabit göründüğünü fark etmek ve küçük, minik adımlarla gerçekleşen değişikliklerin bile birikerek büyük değişimlere neden olacağını hatırlayın.”
● “Kademeli iyileşmeleri takip edin. Her yıl yaşanan küçük bir değişiklik, birkaç on yılın sonunda büyük bir değişikliğe dönüşebilir.”
● “Bilginizi güncelleyin. Bazı bilgeler çok çabuk çağın gerisinde kalır. Teknoloji, ülkeler, toplumlar, kültürler ve dinler sürekli değişim halindedir… Değer yargılarının nasıl değiştiğini hatırlamak istiyorsanız büyükanne ve büyükbabanızın değer yargılarını ve sizinkilerden ne kadar farklı olduklarını düşünün. Bugünün kültürünün dünün kültürü de olması gerektiği ve yarının da kültürü olacağı düşüncesine meydan okuyun.”
● “Tekil bir bakış açısının hayal gücünüzü sınırlandırabileceğini fark etmek ve daha doğru bir anlayış edinip pratik çözümler bulmak için sorunlara pek çok açıdan bakmanın daha iyi olduğunu hatırlayın.”
● “Fikirlerinizi sınayın. Favori fikirlerinizin ne kadar mükemmel olduğunu gösteren örnekler toplamakla yetinmeyin. Sizinle hemfikir olmayan insanlar bulun, fikirlerinizi sınayın ve zaaflarını keşfedin.”
● “Bir araçta ustaysanız onu gereğinden fazla kullanmak isteyebilirsiniz. Bir sorunu derinlemesine analiz ettiyseniz sonunda kendinizi o sorunun ya da çözümün önemini abartırken bulabilirsiniz. Başkalarının aracının her işe yaramayacağını unutmayın. Favori fikriniz bir çekiçse kendinize tornavidası, İngiliz anahtarı ve şerit metresi olan çalışma arkadaşları arayın. Başka alanlardan yeni fikirlere açık olun.”
● “Basit fikirlere ve basit çözümlere temkinli yaklaşın. Tarih korkunç eylemleri haklı çıkarmak için basit ütopyacı vizyonları kullanan hayalperestlerle doludur. Karmaşıklığa açık olun. Fikirleri kaynaştırın. Uzlaşın. Sorunları vakaları birbirinden ayırarak çözün.”
● “Kötü adam değil, neden arayın. Bir şeyler yolunda gitmediğinde suçlayacak bir kişi ya da grup aramayın. Kötü şeylerin, kimse istemeden yaşanabileceğini kabul edin. Bunun yerine enerjinizi bu durumu yaratan, birbiriyle etkileşim halindeki çoklu nedenleri ya da sistemi anlamaya harcayın.”
● Kahraman değil, sistem arayın. Biri iyi bir şeye neden olduğunu iddia ettiğinde, sonucun o kişi hiçbir şey yapmasa da gerçekleşip gerçekleşmiyeceğini sorgulayın. Sisteme hakkını verin.
● Telaş içgüdüsünü kontrol etmek için küçük adımlarla ilerleyin. Nefes alın. Telaş içgüdünüz tetiklendiği zaman diğer içgüdüleriniz de devreye girer ve analiz beceriniz devre dışı kalır. Biraz daha zaman ve bilgi isteyin. Ya şimdi ya hiç veya ya o ya bu durumları çok nadirdir.
● Veri üzerinde ısrar edin. Bir şey acil ve önemliyse ölçülmelidir. Verinin alakalı ama hatalı ya da doğru ama alakasız olmamasına dikkat edin. Sadece alakalı ve doğru veriler işe yarar.
● Falcılara temkinli yaklaşın. Geleceğe dair her tür tahmin muğlaktır. Bunu kabullenmeyi reddeden tahminlere temkinli yaklaşın. Sadece en iyi ya da en kötü durum değil, bütün senaryoları görmekte ısrar edin. Benzer tahminlerin daha önce hangi sıklıkla doğru çıktığını sorun.
● “Sert veya keskin eylemlere temkinle yaklaşın. Yan etkilerin ne olacağını sorun. Fikrin nasıl test edildiğini sorun. Adım adım uygulamalı ilerlemeler ve etkilerinin değerlendirilmesi, daha az dramatik ama genellikle daha etkilidir.”
Kitabın yazarı kim? Hans Rosling doktor, konuşmacı ve küresel sağlık alanında çalışmalar yapan bir araştırmacıdır. İsveç’teki Uppasala Üniversitesi’nde İstatikstik ve Tıp, Hindistan’ın Bangalore şehrinde bulunan St John’s kolejinde ise Halk Sağlığı okumuştur. “Dünyayı anlamak için gerçekler, mitlerden daha değerlidir.” fikrinin savunucusudur. Yazar aynı zamanda cehaletle savaşma düşüncesiyle yola çıkan Gapminder Vakfı’nın da kurucusudur.
Web sitesi: https://www.gapminder.org/
Yazarlar: Hans Rosling – Ola Rosling ve Anna Rosling Rönnlund
Yayıncı: Pegasus yayınları
Sayfa sayısı: 352
Bu kitap özeti www.kigem.com ekibi tarafından hazırlanmıştır.
Tüm hakları bu web sitesine aittir. İzinsiz kullanılamaz.