Makaleler
Ne kadar acı o kadar başarı
”Yenilince ümitsizliğe kapılma, her başarısızlıkta bir zafer arzusu yatar” diyor G.Martin… Çok da doğru söylüyor.
Kişisel gelişim uzmanı Mümin Sekman, aşağılanan insanların zamanla yükselen insanlara dönüştüğünü iddia ediyor.
En azından memleket manzarasına hakim olan görüntü bu…
Neden böyle olduğunun açıklamasına gelince, Mümin Sekman”ın ifadesiyle ”Necip Türk Milleti ‘fakir ama gururlu’ insanlardan oluşur. Tanık olduğumuz, sıfırdan zirveye başarı öykülerinin önemli çoğunluğunda kahramanlarımızı aşağılayan, başarısızlığını yüzüne vuran bir ‘kötü adam’ mevcuttur. Örneğin Mahsun Kırmızıgül’e ilkokul öğretmeni sürekli ‘sesin kapı gıcırtısı, tencere kazıntısı gibi, senden türkücü olmaz’ dermiş. Bunu duyan Mahsun eve gider ağlarmış. Sonra da ona inat şarkıcı olmuş.
Bu merkezden hareketle şu söylenebilir; Türkiye’de acı çekmek başarının bedeli değil, nedenidir. Oysa gelişmiş batı toplumlarında tablo tam tersi bir görüntüde. Yani, acı çekmek başarının nedeni değil, bedeli. Türk insanı acı çektiği için başarılı olurken, bir Fransız başarılı olmak için acı çekmeye rıza gösterir.
Bunu temelinde, elbette ekonomik gelişmişlik farkı vardır. Batıda ‘ortalama’ yaşam standardı, sosyal devlet anlayışıyla isterse, daha fazla bedel ödemeyi de göze alırlar. Yani, asgari şartların herhangi bir batılı için ‘acı bedeli’ yoktur. Bize gelince, asgari standart güvencesi olmadığından, maksimum acı yaşayan kişi, maksimum başarıya kilitlenmektedir. Buna göre Türk Usulü başarı örneği sıfırdan değil sıfırın altından gelir.”
Yazan: İdil Çeliker
Kaynak: Güneş Gazetesi