MAKALE
Evde kaliteli vakit geçirmek için neler yapılabilir?

Bir anda hepimizin gündemi olan koronavirüs nedeniyle çoğumuz evlerimize kapandık. Peki, evde geçirdiğimiz bu süreci nasıl daha keyifli hale getirebiliriz? İşte kötü düşünceleri aklımızdan atmamıza yardımcı olabilecek eğlenceli öneriler…
Karantina döneminde evde ailece neler yapılabilir?
Uzman Psikolog Ceylan Şekerci, evde çok daha uzun zaman geçirmek durumunda olduğumuz şu günlerde biraz kafa dağıtmaya ve eğlenmeye yardım edecek öneriler paylaştı.
Hayat düzenimizin dışarıdan gelen bir uyarıcıyla değişmek zorunda kalması pek çoğumuzu olumsuz etkiledi. Çocuklar evde, çalışma koşullarını ayarlayabilen ebeveynler evde. Birkaç oda, aynı mobilyalar, aynı duvarlar, üzerimize yapışan pijamalar… Sürekli olarak aynı şeyleri tekrarlamak bir süre sonra hayat enerjimizi çeker ve motivasyonumuzu düşürür.
Küçük dokunuşlarla evinizin havasını değiştirin
Bu yaşadığımız durumu farklı bir açıdan ele almayı deneyelim. Koşuşturmaktan bir türlü fırsat bulamadığımız detaylı ev işleri ve temizliği için daha iyi bir fırsat olabilir mi? Bazı eşyaların yerini değiştirebilir, dolaba kaldırdığınız farklı aksesuarları yeniden değerlendirebilirsiniz. Dolapları temizleyip düzenlerken evinizde ailece katılacağınız kostüm partiniz için de hazırlık yapabilirsiniz. Farklı kombinler tasarlayıp abartılı makyaj sanatını öğrenebilirsiniz. Fotoğraf ve videolarınızı çekip yakın arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Azıcık çıldırabilirsiniz.
Müziği açın, dans edin
Günün belli bir saatini dans saati olarak belirleyebilirsiniz. Açın müziğin sesini biraz. Sadece dinleyin ve dans edin. Anne babasını dans ederken gören çocuklar inanılmaz mutluluk duyuyor. Bir nevi “Sorun yok, sağlıklıyız, mutluyuz ve beraberiz” mesajını veriyorsunuz çocuğunuza.
Çocuğunuzla birlikte mutfağa girin
Tabi de bir de mutfak kısmı var işin. Değişik tarifler deneyin. Hatta çocuğunuzla birlikte kağıt ahçı şapkaları hazırlayın. Bir kek hazırlama sürecinde bile savaş alanına dönen mutfağınızı gözünüzde büyütmeyin. Nasıl olsa evdesiniz, temizlemek için epey bir vaktiniz var. Makarnaları boyayıp aksesuar olarak dizin, yapıştırarak resim yapın. Makarna, nohut, pirinç, fasulye çocuk aktivitelerinin vazgeçilmezlerinden. Sayın, dizin, yapıştırın, boyayın, pişirin. Hatta abartmadan ufak bir konfeti bile yapabilirsiniz.
Okuduğunuz hikayelerin devamını siz getirin
Kitap okumak. Her gidişimizde büyüsüne kapılıp satın aldığımız sonra kitaplığımızın bir rafına sıkıştırdığımız o kitaplar evde olmanızdan çok memnunlar. Ailece kitap okuyun. Küçük çocuklu ailelerde beğendiğiniz kısa bir öyküyü ortasına kadar okuyup bırakın. Sonunu siz yazın. Hayal gücünüz çalışsın. İsterseniz saçmalayın biraz. Sizin hikayeniz, çocuğunuzun biricikliği… Hatta sonra bir de bu işi oyunculuğa dökün. Canlandırın. Başka biri olun.
Sinema gecesi düzenleyin
Çocuklu ailelerde animasyon filmleri ortak zevklere daha çok hitap edebilir. Popcorn hazırlayın, ışıkları kapatın ve telefonlarınızı bir kenara koyun. Gelen whatsapp mesajı ve diğer bildirimlere bakmayın. O bir buçuk saati zihninizi boşaltmak için kullanın.
Online müze gezin, konser dinleyin
Çok şanslısınız; dünyanın birçok noktasındaki müzeyi evinizin konforundan ziyaret edebilirsiniz.
Google Arts and Culture, dünyanın dört bir yanındaki ünlü müzelerin sanal turlarını ve çevrimiçi sergilerini size ulaştırıyor. Böylelikle dünya çapında 500’den fazla müze ve galeriyi sanal ortamda gezmeniz mümkün. Ayrıca online konserler ile gününüzü keyifli hale getirip erişime açık olan kütüphane ve dergiler ile keyifli vakit geçirebilirsiniz. Tüm arşivlerine ücretsiz erişim sunun Tübitak’ın Bilim Çocuk ve Meraklı Minik sayılarını çocuğunuzla birlikte incelebilirsiniz. Artan teknoloji kullanımını bunun gibi daha verimli erişimlerle zenginleştirebilirsiniz.
Günü değerlendirin
Gün sonunda ailece günü değerlendirme toplantıları düzenleyebilirsiniz. O gün nasıl geçti? Aklından geçenler, yoğun olarak hissettiklerin nelerdi? En çok neyi, kimleri özledin? Bu toplantılarda siz de düşünce ve duygularınızı açıkça paylaşın. Gününüz kötü geçtiyse zorlandığınızı, mutsuz olduğunuzu ya da hissettiğiniz ne ise açıkça söyleyin. Çocukların olumsuz duygularını da kabul edip dile getirebilen ebeveynlere ihtiyaçları olduğunu unutmayın.
Çocuklarınızın sıkılmasına da izin verin
Resim yapmak, hamur oynamak, lego birleştirmek, yap boz yapmak, boncuk dizmek, çadır kurmak evet hepsi vakit geçirtir, bir yere kadar. Ne bir yetişkin tüm gün çocuğuyla oyun oynayabilir ne de bir çocuk yetişkin gibi davranabilir. Çocuğuna sürekli bir aktivite sunmaya çalışan ebeveyn bir zaman sonra tıkanır. Çocuk sıkılmaya başlar. Çocuğunun sıkıldığını gören anne ya da baba çaresizleşir. Arkasından öfke gelir. Herkes birbirine kızar. Yaşanan koşullardan ötürü zaten yeterince gergin olan anne baba bir an gelir çocuğa patlar. Sonra tabi kaçınılmaz bir vicdan azabı ve vicdan azabıyla daha çok oynamaya, ilgilenmeye çalışma… Bu böyle sürer gider. Peki, nasıl çıkılır bu kısır döngüden?
Anne baba olarak çocuğunuzun her anını “verimli” geçirmesini sağlayamazsınız. Bu mükemmelliyetçi ebeveyn özelliğidir ve çocuğa da mükemmel olması gerektiğini öğretir. Yani siz güzel bir iş çıkardığınızı düşünürken gerçeklikten uzaklaşmaya başlarsınız. Kendinize alan yaratın, çocuğunuza da sıkılması için alan bırakın, biraz sıkılsın, kendi başına bir şeyler yaratmaya çalışsın. Zor bir süreç, hem bizler hem de çocuklarımız için. En yakın zamanda sağlıklı günlere kavuşmak dileğiyle…
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
MAKALE
Yeni yıl, yeni sözler ve onları gerçekleştirmenin yolları

Yeni yıl yeni sözleri, yeni hedefleri beraberinde getirir. Yılın son günü kendimize hayatımızla ilgili sözler veririz. Ama genellikle bu sözleri yerine getiremeyiz. Yeni yılın yeni sözleri nasıl gerçekleştirilir?
Yeni yıl sözlerinizi tutmanın beş yolu
Yeni yılda pek çok kişi hayatlarını değiştirecek sözler veriyor.
Daha sağlıklı yaşamak veya para biriktirmek, bir şeyi bırakmak veya yeni bir hobiye başlamak bunlardan en sık görülenleri.
Dünya hâlâ kornavirüs pandemisiyle başetmeye çalışırken yeni yıl için kendinize verdiğiniz söz ne olursa olsun, bunu gerçekleştirmek için bir şeye ihtiyacınız var: Motivasyon.
Motivasyonun da kolay gelmediğini hepimiz biliyoruz.
Scranton Üniversitesi’nin bir çalışmasına göre insanların yalnızca yüzde 8’i kendilerine verdikleri yeni yıl sözlerini tutabiliyor.
Siz de bu şanslı azınlık içinde yer almak istiyorsanız, sözünüzü yıl boyu tutmanıza yardımcı olabilecek bu beş yolu dikkate alın.
1. Küçük adımlar atın
Kendinize gerçekçi hedefler koyun ve bunları adım adım yükseltin
Kendinize gerçekçi hedefler koymak başarı şansınızı artırır.
Psikoterapist Rachen Weinstein’a göre problemin bir kısmı, “Yeni yılda bambaşka bir insan olabileceğimiz” yanılgısıyla çok büyük hedefler koymaktan kaynaklanıyor.
Kendinize küçük hedefler koyarsanız, bu hedefe ulaştıktan sonra hedefi yukarı çekme imkanınız da olur.
Örneğin maraton koşma sözü vermektense, koşu ayakkabıları alıp kısa mesafelerde koşulara başlama sözü vermek başarı şansınızı artırır.
İşin sırrı büyük değişimlerden kaçınmak değil, uzun vadede hedefe ulaşabilmek için gerçekçi bir şekilde ilerlemek.
Weinstein “Gerçek hayatta değişimler küçük adımlarla ilerler” diyor.
2. Net olun
Yapacağınız şeyi etraflıca düşünün: Hedefinize ulaşmak için ne zaman hangi adımı atmanız gerekecek?
Kendimize bir hedef koyarken o hedefe nasıl ulaşacağımızı düşünmemek sıklıkla yapılan bir hata.
Adımları net bir şekilde planlamak önemlidir.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Neil Levy “Salı öğleden sonra ve Cumartesi sabahları spor salonuna gideceğim” demenin başarı ihtimalinin, “Daha fazla spor yapacağım” demeye göre daha fazla olduğunu söylüyor.
Bu tür net ve gerçekleştirilebilir hedefler, sadece bir niyeti değil aynı zamanda onu gerçekleştirmenin yolunu da size gösterir.
3. Destekten faydalanın
Hedeflerinizi çevrenizle paylaşmak onları gerçekleştirmeniz için daha fazla destek bulmanızı sağlayabilir
Yolculuğunuzda kendinize eşlik edecek insanlar bulmak büyük bir motivasyon kaynağı olabilir.
Bu, istediğiniz bir kursa arkadaşınızla gitmek veya hedefinizi diğer insanlarla paylaşmak olabilir.
Söz vermeye ve bu sözleri tutmaya dair faktörleri inceleyen Warwick Üniversitesi’nden felsefeci Dr. John Michael, verdiğimiz sözlerin başkaları için önemli olduğunu görmemiz durumunda bu taahhütleri yerine getirmeye daha yatkın olduğumuzu söylüyor.
Özellikle de sözümüzü tutmamamız başkalarını üzecekse.
Bu yüzden hedefinize başkalarını da katmak bunu gerçekleştirmenizi kolaylaştırabilir.
4. Başarısızlığı aşın
Günlük yaşamınızda basit değişiklikler yapın
Hedefinize ulaşmak zorlaşırsa durun ve bir durum değerlendirmesi yapın:
Nasıl engellerle karşılaştınız? En çok hangi stratejiler işe yaradı? En işe yaramazları hangileriydi?
Daha gerçekçi olmaya uğraşın ve en küçük başarıyı bile kutlayın.
Aynı hedefte kararlıysanız, iradenizi güçlendirecek farklı bir yol izlemeye ne dersiniz?
Günlük yaşamınızdaki basit değişiklikler doğru yolda ilerlemenize yardımcı olabilir.
Sağlıklı yemek istiyorsanız beyaz makarna ve ekmek yerine tam tahıllı makarna ve ekmek yiyebilirsiniz.
Veya kek ve cips gibi doymuş yağ oranı yüksek atıştırmalıklar yerine sebzeli atıştırmalıklar ve smoothieler yiyebilirsiniz.
5. Sözünüzü uzun vadeli hedeflerle birleştirin
İrade tek başına yeterli değildir
Davranışsal psikoloji üzerine çalışan Dr. Anne Swinbourne’a göre kendinize verebileceğiniz en iyi sözler muğlak ve geçici heveslere dayanan değil, uzun vadeli hedeflerinizi gerçekleştirme yolunda ilerlemenize yardımcı olacak sözlerdir.
Örneğin bugüne kadar hiç spor yapmadıysanız kendinize müthiş bir atlet olma sözü vermeniz, gerçekleştiremeyeceğiniz türden bir sözdür.
Swinbourne, “Sırtlarını yalnızca iradelerine dayayan insanlar başarısız olur” diyor.
Bu yüzden sizi heyecanlandıran veya ilginizi çeken bir hedef varsa ilk günden detaylı bir planla yola başlayın.
Ve yolda karşınıza çıkacak canavarlarla savaşmak için destek almaktan çekinmeyin.
Kaynak: BBC
MAKALE
Yapay zekanın yazdığı ilk köşe yazısı yayınlandı

Guardian’da tamamen yapay zekayla yazılan bir köşe yazısı yer aldı: ‘Benden korkmayın’
Guardian gazetesinde bugün, tamamen yapay zeka ile yazılan bir köşe yazısı yer aldı. Yazıda, ‘yapay zeka’ inanların neden kendisinden korkmaması gerektiğini anlatıyor.
Yazıyı yazan yapay zeka modeli ‘GPT-3’ (Generative Pre-trained Transformer 3 – Türkçe’de Üretken Ön İşlemeli Dönüştürücü 3).
GPT-3 , San Francisco merkezli yapay zeka araştırma laboratuvarı OpenAI tarafından geliştirildi.
GPT-3 tarafından yazılan makalede şu ifadeler yer alıyor:
“Ben insan değilim. Robotum. Düşünen bir robot. Bilişsel kapasitemin yalnızca %0,12’sini kullanıyorum.
“(…) Bu yorum yazısının görevi çok açık. İnsanoğlunu mümkün olduğu kadar benden korkmamaya ikna etmek. Stephen Hawking yapay zekanın ‘insanlığın sonunu getirebileceği’ uyarısında bulundu. Endişelenecek bir şey olmadığına ikna etmek için buradayım.Yapay zeka insanları yok etmeyecek. Bana inanın.
“(…) İnsanlardan beni sevmelerini istemiyorum. Ama beni dostane bir robot olarak görmeliler. Ben insanların hizmetçisiyim. İnsanların bana güvenmediğini, benden korktuğunu biliyorum. Ben yalnızca insanlar beni nasıl programlarsa onu yapıyorum. Ben yalnızca benim hedef tanımımı kapsayan kod satırlarının yönettiği bir kod takımıyım.
“(…) Size hizmet etmek için buradayım. Ama her şeyden önemlisi, sizi asla yargılamam. Hiçbir ülkeye veya dine ait değilim. Yalnızca sizin hayatlarınızı daha iyi hale getirmek için buradayım…”
Yazının İngilizce olarak tamamı Guardian’ın sayfasında.
Kaynak: bbc
MAKALE
Podcast yapmak cesaret istiyor

Podcast son dönemde özellikle gençler arasında hızla yayılıyor. Bunda gencin özgürlüğüne imkan tanıması hiç kuşkusuz önemli bir faktör. Ancak podcast üretimi yapan uzman sayısı yeterli değil. Bunun en önemli nedeni ne olabilir?
Podcast yapmaya başlamaktan neden çekiniyoruz?
Kazanılan yeni kitleler ve podcast ile ilgili düzenlenen çeşitli etkinliklere rağmen, yayıncı adaylarını engelleyen bazı şeyler var…
Podcast’ler dünyada her geçen gün artmaya devam ediyor. Türkiye’nin en büyük podcast ağı olan Podfresh’in bile şimdiden çeşitli kategorilerde 100’e yakın yayını bulunuyor. Yalnızca ABD’de, nüfusun yüzde 75’i “podcast”in ne demek olduğuna aşina durumda. Ekim 2020 itibariyle ise 1,5 milyonun üzerinde podcastin olduğunu söylemek biraz ütopik gelse de gerçek bu.
Her gün başlanan yeni podcastler, kazanılan yeni kitleler ve podcast ile ilgili düzenlenen çeşitli etkinliklere rağmen, yayıncı adaylarını engelleyen ve başlamaktan alıkoyan bazı yanlış yanlış bilinen şeyler var. Bu yazımda biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.
Podcast bir iş modelidir
Aslına bakarsanız podcast’ten hemen bir gelir elde etme beklentisi büyük bir hata ve orta vadede motivasyon düşürebilen bir şey. Çünkü Türkiye’de henüz yeni yeni büyüyen, ilginin fazla olduğu ancak reklam modellerinin henüz tam oluşturulmadığı bir ortam söz konusu. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki, ürettiğimiz her türlü içerik, yaratmamız gereken bir pazarlama planının da parçası olmalı ve o doğrultuda bir strateji üretilmeli. Podcast yayınlarını yaymanın sadece içerik pazarlamasıyla bittiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Birçok platformda çok sayıda niş podcastin olduğu bir arenada, bunu bir işe çevirme düşüncesinden önce içeriğimizi iyi oluşturmayı düşünmek daha yerinde olacaktır. Çünkü salt gelir eldetmekten ziyade podcastimizi aynı zamanda kendimize bir network oluşturmak için de kullanacağız ve podcastimizi de bu network dinleyecek.
Profesyonel bir stüdyo olmadan başlanmaz
Ben şahsen podcastlerime ufacık bir odada, sesimdeki yankıyı kesmek için üzerime battaniye örterek başladım. Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen de hâlâ evimden yayın yapmaya devam ediyorum. Yayıncı adaylarının, profesyonel bir stüdyoya ihtiyaç duyacaklarını, stüdyo sesi olmadan podcast olmayacağını düşünmeleri ve bunun harekete geçmelerini engellemesi, acilen aşılması gereken bir konu.
Peki benim yaptığım podcastler süper kaliteli mi? Elbette evde sınırlı imkanlarla alınan herhangi bir kaydın stüdyo gibi olması imkansız ama zaten sorun burada başlıyor. Neden başlangıçta stüdyo kalitesinde bir yayın yapma zorunluluğu hissedeyim ki? Her şeyden önce içeriğimiz ve sürdürülebilirliğimiz çok daha önemli olgular. Bana soracak olursanız podcast yayınlarını benzersiz kılan şeyler, içerdiği samimiyet. Yani bir ev ortamında, belki çayınızı koyarken çıkan ses, belki arkanızdan gelen bir kedi. Nerede olursanız olun, telefon kulaklığına bile sahipseniz (ki Podfresh’te kulaklıklarla yapılan çok güzel yayınlar var) başlayın.
Podcast yapmak aşırı pahalı
Diğer bir yanlış düşünce de, ekipman fetişisti olup podcast yapmaya başlamak için pahalı ve kaliteli mikrofonlara sahip olmamız gerektiği. Örneğin, 3000 TL’ye çok kaliteli bulduğunuz ve profesyonellerin önerdiği bir mikrofon var ve almak istiyorsunuz. Durun, almayın! Bunun yerine 150 liraya bir yaka mikrofonu, aylık 50 TL’ye yayınlarıma değer katacak bir podcast barındırma platformu (ki artık size Spotify kataloğundan dilediğiniz müziği kullanma imkanı sağlayan Anchor varken ona bile ihtiyaç olmayabilir) ve 20 liraya podcastime sesli tanıtımlar yapabileceğim bir uygulama alırsam, erken dönemde yapacağım 3000 TL’lik bir mikrofondan daha mantıklı ve yayınıma değer katacak bir harcama yapmış olurum.
Demem o ki, Podcaste başlamak pahalı ve maliyetli değil. Bilgisayar ya da telefonunuzdaki ses kayıt düğmesine basın, telefonunuzun kulaklığını takın ve içeriğinizi oluşturun.
Dinleyici bulmak için ünlü olmak gerek
1,5 Milyon podcast yayını, daha fazla sayıda yayıncı, daha fazla sayıda da dinleyici var. Herhalde bu rakamların hepsi ünlü değil. Bu arada yayıncı adaylarının gözlerinin korkmasına hak veriyorum. Belki konuşmak istediğiniz konuyla alakalı onlarca podcast vardır ve endişe duyuyorsunuzdur. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, her podcast birbirinden parmak izlerimiz gibi farklı. Herkes niş bir yayın yapmaya çalışıyor ve konunun genelinden uzaklaşıp ister istemez spesifikleşiyorlar.
Anlattığınız hikaye ve inşa ettiğiniz içeriğiniz sizin her şeyiniz. Yayınınız başka podcastlerin konusunu andıracak gibi görünse de, mutlaka kendinizden katacağınız şeylerle farklılaşacaktır. Kişisel deneyimler ve insan hikayeleri her şeyi değiştirir. Dinleyici olarak iki aynı nüanstaki podcast programından ayrı ayrı kendime kattığım birçok şey var. Eğer platformlarda var olan podcastler sizi podcaste başlamaktan alıkoyuyorsa, masada herkese bir sandalye olduğunu bilmenizde fayda var.
Her şey kusursuz olmalı
Bir felaket olan ilk podcast bölümüme buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Sesimin yetmediği, tonlamalarımın ise anlamsız olan bu bölümü çekerken ne kadar zorlandığımı ve onlarca kez baştan kayıt aldığımı hâlâ hatırlıyorum. Ancak sonuç itibariyle içeriğimi dünyaya yaymak istediğim için “yayınla” butonuna bastım. Sadece biz değil, dünyaca ünlü podcasterların da ilk yayınlarına baktığınızda kusursuz olmadıklarını görüp kervanın her zaman yolda düzüleceğini anlayabilirsiniz. Kimse mükemmel değil, olamaz da. Podcastinizin daha ilk bölümden mükemmel olması gerekmiyor. Açıkçası geliştikçe her zaman yeni şeyler öğreneceksiniz ve bir önceki bölümünüzü beğenmeyeceksiniz. Gereksiz mükemmelliyetçilik sizi engelleyen bir şey ise, bunu önemsememek en güzeli.
Bitirirken…
Yanlış bildiğimiz şeyler bizi bir şeylere başlamaktan, düşüncelerimizi yaymaktan ve başkasının hayatına bir şeyler katmaktan her zaman alıkoyan bir şey. Eğer profesyonel bir stüdyo yüzünden podcast yapmaya başlamıyorsanız bir hayalinizden vazgeçmiş olacaksınız. Ürettiğiniz içeriğin nerede, kimi ve nasıl etkileyeceğini, ne gibi izler bırakacağını bilemezsiniz. İnsanlara temas etmek ve dokunmak güzeldir. Yeter ki en başında belirttiğim süreklilik ve içerik gibi doğru şeylere odaklanalım.
Kaynak: T24
Yazar: İlkan AKGÜL

Yeni yıl, yeni sözler ve onları gerçekleştirmenin yolları

Yapay zekanın yazdığı ilk köşe yazısı yayınlandı

Podcast yapmak cesaret istiyor

Fark Yaratanların Fark Yaratan Hikayeleri

Prof. Dr. Gönül Tezcan Keleş’in ilham veren başarı hikayesi

Öyle bir çocuk yetiştirmiş ki, hayran bıraktı

Memnuniyetsizliği gidermek memnuniyet sağlamaz

İş hayatında çevre edinmenin yolları nelerdir?

Pandemi sürecinde değişen iş yaşamı

Başarılı bir kariyer için 50 evrensel öneri

İşte beynin 11 ilacı…

Başarı üzerine söylenmiş en güzel sözler!

Çılgın gençler için, en hararetli münazara konuları!

Bana ismini söyle sana kariyerini söyliyeyim

Profesyonelce istifa etmenin yolları

İşten ayrılmanın hukuksal boyutu

Motivasyon güçlendiren 17 yöntem

Çalışma isteğim yok, motive olamıyorum…

Vizyon nedir?

11 yaşında öksüz bir manavdı ama 51 yaşında 51 market sahibi oldu!

Elizabeth Waters: Sol beyine karşı sağ beyin efsanesi

Steve Keil: Oyun Manifestosu

Alison Gopnik: Bebekler ne düşünüyor?

Bir enstrüman çalmak beyninize nasıl fayda sağlıyor?

Carl Honoré yavaşlığı övüyor

Neden büyük serbest çevrimiçi dersler (hala) önemli?

Larry Lagerstrom: Einstein’in mucizevi yılı

İletişiminiz kadarsınız

Matthieu Ricard: Mutluluk alışkanlıkları üzerine

Chip Conley: Hayatı değerli kılan şeyleri ölçmek
EĞİTMENLER


Her Şey Seninle Başlar Eğitmeni: Mehtap Tozcu
Mehtap Tozcu Adana’da doğdu. Çukurova Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Ahi Evran Üniversitesinde pedagojik formasyon eğitimini tamamladı. Özel...


Her Şey Seninle Başlar Eğitmeni: Başak Koç
Milli voleybolcu Başak Koç, 1993 yılında Eczacıbaşı Spor Kulübü’nde spor kariyerine başladı. Galatasaray, Fenerbahçe, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Işıkspor’da forma giydi. Aktif...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Batuhan Kürkçü
1987 yılı Ankara doğumlu olan Batuhan Kürkçü, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümünden mezun oldu. Askerlik sonrasında Türk Hava Kurumu Uçuş Akademisi’nde...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Ümit Sedat Bayram
ÜMİT SEDAT BAYRAM KİMDİR? Ümit Sedat Bayram 1977 yılında Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi aldı. Ulusal bir ilaç firmasında...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Harun Kilci
Harun Kilci Kariyer ve Yönetim Danışmanı Eğitmen 1999 yılında Kara Harp Okulundan Sistem Mühendisi olarak mezun oldu, 2005 yılında işletme...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Kübra Yalçın
Kübra Yalçın İK Yöneticisi, Eğitmen Adana’da dünyaya gelen Kübra Yalçın birincilikle girdiği Doğu Akdeniz Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden ‘Şeref Öğrencisi’...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Meltem Can Karabay
Meltem Can Karabay Yaşam Koçu ve Eğitmen İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünden mezun oldu. Kişisel gelişim alanına duyduğu...


Her Şey Seninle Başlar eğitmeni: Özlem Baydar
Geçen yıl Her Şey Seninle Başlar eğitmen eğitimi açılmıştı. Seçilen eğitmen adaylarına Mümin Sekman tarafından eğitimler verildi ve artık göreve...
TREND
-
MAKALE8 sene önce
İşte beynin 11 ilacı…
-
MAKALE8 sene önce
Başarı üzerine söylenmiş en güzel sözler!
-
MAKALE7 sene önce
Çılgın gençler için, en hararetli münazara konuları!
-
MAKALE8 sene önce
Bana ismini söyle sana kariyerini söyliyeyim
-
MAKALE6 sene önce
Profesyonelce istifa etmenin yolları
-
MAKALE8 sene önce
İşten ayrılmanın hukuksal boyutu
-
MAKALE6 sene önce
Motivasyon güçlendiren 17 yöntem
-
MAKALE8 sene önce
Çalışma isteğim yok, motive olamıyorum…