doğan cüceloğlu
Korku kültüründe güçlü olan haklıdır. Değerler kültüründe haklı olan güçlüdür. Korku kültürü çaresizliği öğretir. Değerler kültürü çaresizliğe çözüm arar. Korku kültüründe bireyler önemsizdir. Değerler kültüründe birey her şeydir. Kültürler arası bu fark tüm toplumun ruh durumunu etkiler. Peki sizce güler yüze hasret kalanlar hangi kültürde yetişmiş olabilir?
Doğan Cüceloğlu anlatıyor: "biz bireyin yaşamına önem veren bir kültür değiliz. Peki, niye önem vermiyoruz konusu da apayrı bir inceleme alanı. Şimdilerde bununla ilgili bir kitap üzerinde çalışıyorum. Bunlara, dünyaya bakış tarzımızın sonucunda oluşan durumlar, diyebiliriz. Yaşananlar tesadüfen yaşanmıyor. İyi veya kötü olduğumuzdan kaynaklanmıyor."
Doğan Cüceloğlu "aşk hayatını" Akşam gazetesine anlattı. "Acıların çocuğu" Küçük Emrah filmlerini aratmayan bir yaşam öyküsü olan Cüceloğlu’ dedi ki: "Ben fakir bir ailenin 11 numaralı çocuğuyum. O nedenle de bayağı zorluk çekerek okudum. Giyim, yeme, içme hep eksik kaldı ve kendimle ilişkimde aşağılık duygusu vardı. ‘Kim benim yüzüme bakacak’ halini yaşadım hep. Hiçbir kıza açılamadım. Ondan dolayı hep eziklik duygusu yaşadım." Sonra ne mi oldu?
Mahçup ve muhlis üslübuyla tanınan Doğan Cüceloğlu, bu defa çok sert konuştu. Aydınları "vicdansız ve sömürücü" olmakla suçladı. "Ben halk çocuğuyum" dedi. Önce düşünün, sonra okuyun : "Okumuş, kendini geliştirmiş, başarılı insanlar vicdansız mı oluyor?"